Annemizden babamızdan memur, şef, müdür yardımcısı, müdür gibi unvanlar duyan biz Y kuşağı temsilcileri iş hayatına girdiğimizde kendimizi “unvan enflasyonu” içerisinde bulduk. Sorumlu, uzman yardımcısı, uzman, temcilci, koordinatör, direktör vb. bir sürü ünvan iş hayatına eklendi.
İyi bir organizasyon yapısına sahip şirketlerde unvanlar ile bu unvana sahip kişilerin nitelikleri ve yapmış oldukları iş arasında uyumluluk olmasına rağmen organize olmayan şirketlerde bu unvanlar ciddi sıkıntılara sebep olabiliyor.
Özellikle şirketlerin pozisyona verilen unvana yüklediği sorumluluk herkes için ayrı bir anlam taşıdığından ve şirketler verilen unvanlar hakkında çalışanları için ortak bir anlam birliği oluşturamadığından şirket içerisinden herkes birbirine müdürlük(!) taslamakta ve çalışanlar arasında huzursuzluğa sebep olmaktadır.
Bu unvan konusunun en tatsız kısmı ise bence çalışanların bu unvanlara verdikleri önem. Çünkü her ortamda tanıştığı herkese unvanını isminden önce söyleyen birisi karakter olarak zayıf bir yapıya sahiptir ve bu kişiler sadece bir unvan uğruna çalıştığı şirketten ayrılabilir.
Halbuki biz İK Uzmanları/İşe Alım Uzmanları unvandan ziyade yerine getirilen görevlere önem vermekteyiz. unvan sahibinin o işi hakkı ile yerine getirip getirmediğini en iyi yerine getirdiği görevlerden anlayabiliriz.
Son 5 yıl içerisinde özellikle satış departmanında ünvan kirliliği yaşandığını düşünüyorum. Firmaların işe göre adam yerine ünvana meraklı adam almaları verimi ve doğru elemanı işe alma sürecini kitlettiğini düşünüyorum. Süreç öyle çıkmaza geldiki şimdilerde istenilen işle verilen ünvanlar da basamak düşürdüklerini görüyorum.